Akademi
13 Mart 2025

Geçmişten Günümüze Ofis ve Teknolojileri

Geçmişten Günümüze Ofis ve Teknolojileri

Geçmişten Günümüze Ofis ve Teknolojileri


Yüzyıllar boyunca insanlar için her çağın ihtiyacına ve gereksinimine göre mobilyalar İhtiyaç duyulmuştur. İnsanoğlunun bu bu ihtiyacı günümüze kadar çeşitli evrelerden geçtikten sonrada süregelmektedir. Geçmişten günümüze analog yapıda üretilen her şeyin yerini dijital almıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızın birçok alanın da değişimler olmuştur. Hemen hemen her gün yeniliklerin ortaya çıktığı günümüzde, dijitalleşme yaluzca verilerin elektronik bir platforma aktanimasıyla değil, aynı zamanda bu platformların etkin biçimde kullanılmaları ve geliştirilmeleri için yeni yolla bulunmasına yardımcı olmuştur. Bu gelişimle birlikte hayatımızın her yerine dokunan teknoloji, iş alanlarında da kolaylık ve bir çok imkan sağlamıştır. Günümüz trendlerinde her gün yenilenen ofislerde de dijitalleşme ön planda olmuştur.


SANDALYENİN TARİHİ;


Arkeolojik araştırmalar sonucunda sandalye tarihi yaklaşık 6000 ila 6500 yıl öncesine dayandığı rivayet edilmektedir. Bir diğer rivayete göre ise M.Ö. 4500 yıl öncesinde Sümerlerin kullandığının arkeolojik kazılarda ortaya çıktığı söylenmektedir. Bulunan bir heykelin arkası olmayan bir sandalyede oturur vaziyette bulunduğu söylentiler arasında yer almaktadır. Sandalye tarihi incelendiğinde ilk yapılanından, bugün yapılanına kadar her birisi özel kişiler tarafından üretildiği tespitler arasındadır. Sandalyelerde çok fazla zaman geçirileceği düşünülerek tasarım itinalı bir şekilde yapılarak rahatsız edici olmaması için çaba harcandığı görülmüştür. Geçmiş tarihlerde yapılan sandalyelerde sünger ve minder tarzı rahatlatıcı unsurlar kullanılmadığı için sadece ahşap ve taş oyma olarak yapılıp oturum kısmına fazlaca dikkat edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Başlangıçta sadece taş oymacılığı ile başlayıp ahşap sandalyeler ile geliştirilmiş olan sandalye günümüzde, metal sandalyeler, plastik sandalyeler, döküm sandalyeler, rattan sandalyeler, polikarbon sandalyeler, tolix sandalyeler, bar Sandalyeleri gibi iç mekan sandalyeler ve dış mekan sandalyeler olarak karşımıza çıkmaktadır.





MASANIN TARİHİ:


Masayı ilk bulanların Mısırlılar olduğuna inanılır, Taş bir yüzeyden yapılma olan ve nesneleri yerden yukarıda tutmak için ilk olarak Mısırlılar tarafından kullanılan masa, önceleri insanların çevresinde oturması için kullanılmamaktaydı. Yiyecek ve içecekler geniş çanaklı tabaklara yerleştirilirdi. Çinlilerin de masa benzeri yüzeyleri kullanarak sanat eserlerini ve yazıları sergiledikleri bilinmektedir. Yunanlar ve Romalılar masaları, Çinliler ve Mısırlılara oranla daha sık kullanmışlardır. Yunanlar masayı özellikle yemek için kullandılar. Masalar ahşap, mermer ya da genellikle bronz ya da gümüş kullanarak yapılırdı. Masaların ayakları zengin işlemelere sahipti. Daha sonralan ise geniş dikdörtgen şeklindeki masalar birden fazla platforma ve sütuna sahip oldular. Romalılar ise yarım daire şeklindeki geniş masalan Italya'da icat ettiler. Orta Çağ'da masa kullanımına yönelik çağın öncesi ya da sonrasında


olduğu kadar veri bulunmamaktadır. Pek çok kaynak, Orta Çağ'da masa kullanımının genellikle soylu kesim tarafından tercih edildiğini söyler. Yemek yemek için kullanılan masalar genellikle geniş ve yarım daire şeklindeydi. Küçük yuvarlak şekilli ve kürsü gibi olan masalar ise genellikle yazı yazmak için kullanılıyordu. Batı Avrupa'da ise istilalar ve öldürücü savaşlar sebebiyle Klasik Çağ'dan gelen bilgilerin çoğunun kaybolmasına yol açtı. Kolayca taşınabilmeleri sebebiyle masaların çoğu sehpa şeklindeydi. 15. yüzyıl ve sonrasında ise doğramacılık ile yapılan masalar yeniden belirmeye başladı. Gotik


Çağ'da ise sandık kullanımı yaygınlaştı ve bu sandıklar masa işlevi de görmeye başladılar. Yemekhane masalan ise 17. yüzyılın başlarında belirdi. Bu masalar, daha küçük olan sehpalı masaların


yerini aldı. Yemekhane masalan daha büyük boyutlu olmaları sebebiyle sarayların servis odalarında çok sayıda kişinin ağırlanmasına yardımcı olmak için kullanılmaya başlandı.




FOTOKOPİ MAKİNESİ;


İlk makine Rectigraph Co. adlı şirket tarafından 1907 yılında New York'ta pazarlandı. Makinenin patenti George C. Beidler'e aitti. Beidler, böyle bir araç geliştirme fikrini, yıllar önce Oklahoma'da bir arazi ihtilafları bürosunda çalışırken düşünmüştü. Yasal belgelerin çok kısa bir zaman içinde kopya edilmeleri gereksinimi, onu bu yolda bazı araştırmalara yöneltti. Uzun denemelerden sonra, ilk prototip fotokopi makinesini 1906 yılında yapmayı başardı ve aynı yıl da patentini aldı. Ticari olarak başarılı olan ve günümüzdeki modern fotokopi makineleri ile aynı mantıkta çalışan İlk fotokopi makinesini 1938 yılında Chester Carlson tarafından icat edilmiştir. 1960'lı yıllarda ABD'li Xerox firması tarafından fotokopi makinesi geliştirilmiştir. Günümüzde pek çok fotokopi makinesi karbon elementinden oluşan tonerler yardımıyla belgeyi kopyalama işlemi yapmaktadır. Bu sistemden daha önce; elektrostatik kağıda baskı yapan, sıvı mürekkeple çalışan makinalar vardı.



FİLTRE KAHVE MAKİNESİ;


1908 yılında Almanya'nın Dresden kentinden 35 yaşındaki bir ev hanımı olan Melitta Bentz, ilk kahve filtresini icat etti ve 8 Temmuz'da Berlin'deki Patent Ofisi'nden "Filtre Kağıdı ile kaplı Filtre Üstü Cihazı" için patent tescili aldı. Aynı yıl ismini taşıyan şirketi kurdu. 1930'larda Melitta, orijinal tasarımı revize ederek, koni şeklinde inceltip ona bir kaburga ekledi. Bu, çekilmiş kahvenin daha iyi çıkarılmasını sağlayan daha büyük bir filtrasyon alanı yarattı. 1936'da, konik filtre tepesinin içine uyan, yaygın olarak tanınan koni biçimli filtre kağıdı tanıtıldı. Melitta, filtre sistemlerinin şeklini, performansını, malzemesini ve üretim sürecini geliştirmek için yeni teknikler geliştirmeye devam etti.


1989'da, istenmeyen yan ürünlerin çevreye sızmasını engelleyen ağartılmamış hamurdan yapılan doğal kahverengi kahve filtreleri piyasaya sunuldu. 1992 yılında Melitta, klorsuz beyaz kağıt ürətmek için oksijen ağartma işlemi geliştirdi. 1997'de Melitta, Flavor Pores, istenmeyen tortuları, partikülleri ve yağları filtreleyen mikro ince delikler içeren bir filtre geliştirdi. 2002 yılında Melitta, gücü ve dayanıklılığı artırmak için ikinci bir emniyet kıvrımı ekledi. 2007 yılında bambu Filtreler tanıtıldı ve Flavor Pores filtresi iyileştirildi. Melitta Group


KG, 2015 yılı itibarıyla 3.300 kişiyi istihdam etmiştir. Merkezi Clearwater, Florida'da bulunan Melitta USA, özel olarak düzenlenen Minden, Almanya'daki Melitta Grubu'nun bir parçasıdır. Melitta USA, ABD'deki Melitta kahve filtrelerinin, kahve ve elektrikli olmayan kahve sistemlerinin satış ve pazarlamasından sorumludur.




CEP TELEFONU;


Cep telefonunun mucidi Amerikalı Martin Cooper'dır. Motorola şirketinde mühendis olarak çalışırken 1973'te ilk cep telefonunu geliştirdi. İlk cep telefonu 1 kg'dan ağır, şarjı 30 dakikadan az dayanan ve 10 saat şarj edilmesi gereken bir cihazdı.Bulunduğu günden günümüze kadar devam eden bir gelişim sağlayan cep telefonları birçok kolaylığı da beraberinde getirmiştir.



HESAP MAKİNESİ;


İlk mekanik hesap makinesi; 1642 yılında Fransız Filozof Blaise Pascal tarafından, vergi tahsildarı olan babasına yardım için tasarlandı. 1799 yılına kadar kullanılan bu mekanik aygıt, kadranlarla girilen sayıları sadece toplayıp çıkarabiliyordu.





İçerik: Tasarım Yayın Grubu