ERİŞEBİLİRLİK Mİ? KAPSAYICILIK MI?
Son yıllarda fiziki ve zihinsel yetmezlikleri olan bireylerin toplumsal yaşama katılmalarını sağlamak için, hem akademisyenlerin, sivil toplum örgütleri ve derneklerin çabaları, hem de yazılı ve görsel basının çabaları sonuç vermekte, yasal düzenlemelerin kamu ihalelerinde yer aldığını görmekteyiz. Getirilen düzenlemelerde toplumsal farkındalık yaratılmak istenmektedir. Doğal olarak yapılacak tüm düzenlemelerde tasarımcılar empati yaparak, onlar için uygun tasarımları elde ederken, yeti yetmezliği yaşayanların psikolojilerini bilmek zorundadırlar. Avluda yürürken hiç hissetmediğimiz döşemedeki bir fuga, gözlerimizi kapattığımızda, ‘görme yetisi yetmezliğine sahip olunca’ sorun haline gelebilmektedir. Oysa normalken o fugayı algılayıp üzerinden atladığımızda sorun olmuyor ancak farkına vardığımızda bir engel teşkil edebilmekte ve ayağımızın burkulmasına sebep olabilmektedir. İnsanoğlu çevresinden aldığı etkiye tepki verir, bu durumda dört davranış şekli görülür;
1 . Uyarıcıya uyum göstermek; fugayı ezberleyip her geçişte adımı ayarlamak
2. Uyarıcıya karşılık vermek, o noktayı belirgin hale getirmek, kullanıcıyı önceden uyarmak
3. Uyarıcıya karşı mücadele etmek, burkulmaya sebep olan fuganın genişliğini azaltmak ya da malzemeyi farklı bir şekilde dilate etmek
4. Uyarıcıya ilgisiz kalmak, fuganın neden olduğu konfor koşulunu görmezden gelerek, hiçbir şey yapmamak Olabilecek en fazla sayıda kullanıcıya saygınlık ve bağımsızlık sağlayan, ürününün bütünlüğünü tehlikeye düşürmeden kullanıcı özel gereksinimlerine uyum sağlayan, estetik olarak başarılı, gereksinime uygun düzeyinde başarı gösteren, tüketiciye bilgi veren, sürdürülebilir olan tasarımlarda ancak kapsayıcı yaklaşımdan söz etmek mümkündür.
Erişilebilirliği de içeren, uluslararası düzeyde önemli dokümandır. Amacı yeti yetmezliği yaşayan tüm insanların hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik etmek, korumak, sağlamak ve insan onuruna saygıyı güçlendirmek olan sözleşmenin dayandığı ilkelerde; farklılıklara saygı gösterilmesinin, topluma her bireyin tam ve etkin katılımı, çocuk yaştaki yeti yetmezliği yaşayan çocukların gelişimleri ve kendi kimliklerini koruyabilmeleri başlıca ele alınan konulardandır (Tutal, 0., 2014). Kelime anlamı ile kapsayıcı olma, içerme anlamına sahip kapsayıcılık, erişebilirlikten ayrılmaktadır. Tasarım ise kapsayıcı olması gereğinden, tasarım ürününün, mekânsal kurgu ya da materyal olarak insanlığın kullanımına sunulduğunda, erişilebilmesi yanı sıra kapsayıcı olması gerekir.
‘disability’ kelimesini ‘yetmezlik’ olarak çevirdiklerini ve buradan hareketle yetmezlikleri olan kişilere yönelik tasarım geliştirilmesi konusunu ifade etmişlerdir. Hakça ve eşitlikçi bir anlayışın mekâna ve ürüne yansıması; bize benzemeyen, bizden farklı ‘diğerleri’ kavramının yavaş yavaş yok edilmesi gerekliliğini belirtmişlerdir (İmamoğlu, V,. 2011). Engelliler ile ilgili terminolojide de çeşitli bilim dallarının konuya eğilimi sonrasında bedensel engelliler terimi yanında ‘yeti yetmezliği’ terimi de yerini almıştır. Herkes için tasarım kriterlerinde, erişilebilirlik bir özellik olarak karşımıza çıkar. Görme engeliler için hazırlanan paralar üzerindeki kabartmalı kısımlar, karanlık ortamda görmeden işlem yapabilmeye imkân vermektedir. Tuşla işlem yapan cihazlarda, görme engeli olan kişiler için yapılan düzenlemeler, kabartma işaretler, karanlık ortamlarda engeli olmayan kişilere de hizmet edebilmektedir.
Sandra Manley, toplum için değil toplum ile birlikte tasarım yapılmasını savunarak engelli bireylerin mimar, planlamacı vb. olmaları konusunda cesaretlendirilmeleri gerektiğini ve pasif katılımcı olmamalarının gerekliliğini, yeti yetmezliği kavramı kültürünün değiştirilmesi gerekliliğini vurgulamıştır (Manley, S., 2011). Yaşam alanları içinde; sabit kullanıma açık tezgâhın, kullanıcı gereksiniminde farklılıkların öğrenilerek yüksekliğinin, ayarlanabilmesi aynı zamanda boy farkı olan kişilerin kullanımında, kullanım kolaylığı sağladığı için, kapsayıcı tasarım söze konu olmaktadır. Engellilere yönelik hazırlanan tasarımlar, engelli olmayanlar için de çok faydalı olabilir ve genel kullanıcı deneyimini geliştirdiği unutulmamalıdır. Halime Demirkan kolaylık sağlayan çevrelerin yaratılması gerektiğinden ve ayrılmış olanın eşit olmadığından söz eder. Evrensel tasarımı “herkese olabildiğince eşit olanak tanımalıdır” şeklinde tanımlar. Demirkan’a göre, evrensel tasarım, insanın mekâna değil, mekânın insana uymasıdır. 1994 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Karabük’ün sınırları içindeki Yörük Köyü’nün geleneksel sivil mimarlık örneği binaları içinde, köyün çamaşır yıkama ihtiyacına cevap veren, çamaşırhanenin mekânsal kurgusu kapsayıcılık açısından incelenmeye değerdir. Mekânsal örgütlenmesinde temel eylem çamaşır yıkama eylemidir. Çamaşırın yıkandığı göbek taşının yerden yüksekliği, bu taşın dilimlerinin genişliği farklılıklar gösterir. Buradaki temel amaç, çamaşır yıkayan hanımların fiziksel yapılarının, eylemi gerçekleştirirken, omurga sisteminin zorlanmasına mani olmaktır. Herkes içi tasarım kapsamında, kiralık bir konutun kullanıcısının değişebileceğinden, vitrifiye elemanlarının yani lavaboların, mutfak tezgâhının, tezgâh üstü dolapların yüksekliğinin ayarlanabilir olması hem yeti yetmezliği yaşayan kişiler yanı sıra, kullanıcının vücut yapısına göre düzenlenebilmesi, kapsayıcı tasarım örneğidir. Hacettepe Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü’nden Doç. A. Selin Mutdoğan, Yrd. Doç. Dr. Gülçin Cankız Elibol, Prof. Dr. Meltem Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı Ek Binası Projesi tasarımında, bina girişinde rampa, yapı içinde asansör, liftler, engelli tuvaletleri ve sadece ölçü değişikliği yapılarak diğer bankolardan herhangi bir görsel farklılık içermeyecek şekilde tasarlanan, engelli kullanımına uygun olan bir banko tasarımına yer verdiklerini belirtirler. Bu çalışmada sürdürülebilir mimarlık ilkeleri doğrultusunda kapsayıcı bir tasarım anlayışının benimsendiği, var olan kurumsal kimliği destekleyen bir çalışma gerçekleştirdiklerini, öncesinde ihmal edilmiş olan engelli öğrencilere yönelik fiziksel planlamaların, ek binada giderilmeye çalışıldığı anlatılmaktadır (Mutdoğan, A.S., vd, 2016). Sadece iç mekân kurgusunda değil, bir park düzenlemesinde oturma elemanın farklı yükseklikte tasarlanması Farkındalığın akademik ortamdan başlayarak, uygulamaya geçmeye başlaması, halkın ihtiyacı olan düzenlemeleri talep etmesi, tasarımcıların yeti yetmezliği yaşayan kişilere uygun tasarımlarda kapsayıcılığı keşfetmeleri, yaşam çevremizde kaliteye yönelmeyi getirmiştir. Ancak oluşturulan bilinç ve kullanıcının gereksinimine cevap verecek ortam yeterli midir? Hayır ... Yol alınmaya başlanmıştı... Peki, ne zaman cevap yeterlidir olacaktır, yeti yetmezliği yaşayan, ilerleyen yaşından ötürü veya trafik kazalarında yeti yetmezliğine sahip her bir vatandaşın kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan kentin tüm mekanlarına bağımsızca ulaşabilecek olduğunda, kapsayıcı tasarım anlayışının kentsel mekandan bina ölçeğine hatta kullanım materyalleri bazında tasarım anlayışı ile yaşamımızın her alanını düzenlemeyi tamamladığımızda. Olumsuz düşüncenin pozitife dönebilmesi için öncelikle bilimsel alt yapının hazırlanması ve eğitim müfredatına alınarak, devlet öncülüğünde, tasarım eğitimi veren kurumların çalışmalarını sürdürmesi gereklidir ki bu yolda da yol alınmaya başlanmıştır. Unutulmaması gereken şudur; bir daima sıfırdan öndedir ama akademik farkındalığın meslektaşlara kazandırılması yolunda çabalar devam etmektedir. Bu çalışmalardan, Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Herkes için Tasarım” çalıştayında, Ann Heelan; düşünceleri ve algıyı değiştirmek gerektiği; engeli olan insanları dinlemek gerekliliği; hükümet politikaları; yasal düzenlemeler; finansal destek; yükseköğrenim politikaları - Bologna, öğrenim çıktıları, eşitlik konularına vurgu yapmıştır.
Bir örneği de yaşadığımız çevreden, üniversite kampüslerinden verelim. Kampüs tasarımında mimar adayının, içinde yaşadığı alanı analiz ederek, eğimli arazide rampanın eğiminin doğru kullanılmasının hem engelli kişiye hem de fiziki engeli gözükmeyen ama nefes darlığı olan diğer bir kişiye kolaylık sağlayacağını algılaması, kapsayıcı tasarım penceresinden bakabilmesi demektir. Ulaşım aksında güneşe ve yağışa göre, önlem alınması da diğer bir kapsayıcılık örneği olacaktır. Hem engelli kişiye hem engelsiz kişiye kullanım konforu getirecektir. Bir tasarımın erişilebilir olmasını sağlayan ölçütler ve kurallar dışında kapsayıcı da olması gerekir yani tüm yaş grubu, yeti yetmezliği sahibi olan ve olmayan, yaşlı, genç kullanıcı profiline hizmet etmesi beklenir. Herkesi yaşamın her anında, mekanla karşılaşmak, ondan gelen uyarıcıları kişinin günlük yaşamında değerlendirmesine imkân vermek gerekir. Neden gereklidir? Enerji harcamak için spora, sosyalleşmek için sosyal aktivitelere katılmaya, tarihi ve kültürel değerleri gezmek görmek için herkese uygun mekansal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Çünkü gelecekte yeti yetmezliği yaşayan birinin önemli bir edebiyatçı, sağlık üzerine uzman, tasarımcı veya sporcu olamayacağını kimse söyleyemez. Günümüzde Efes antik yerleşiminde tiyatro bölümüne ulaşımda kullanılan, rampa, korkuluk ve küpeştesi hem tekerlekli sandalye kullanıcısının ihtiyacına hem de yaşlı, hamile ve rahatsızlığı olan kişilerin kullanımına uygundur ve herkese konforlu bir geçiş sağlamaktadır. Antik bir eserin insanlığın tarihi mirası olduğu düşünüldüğünde, bu alanlar ya da geçmişin izleri ile, gerek edebi eserlerde, gerek yapılı çevrede kişilere karşılaşma ve geleceği karşılama imkanını verebileceği düşünüldüğünde, insanın potansiyelinin sanat, spor, bilim, estetik... alanlarında sonsuz veri sunduğunun yüzlerce örneğine bakıldığında, yeti yetmezliğinin farkına varılması gereken bir durum olduğu, tasarımların ise kapsayıcılık içeriğinde ulaşılabilir olması gerektiğini algılamaktayız.
İçerik: Tasarım Group